Enfiye - Türk Altın Sanatından Örnekler - Osmanlı Dönemi

enfiye, murassa, osmanlı dönemi, Türk Sanatı, tuvart

TÜRK ALTIN SANATINDA ENFİYE


Ortalama bir kibrit kutusu büyüklüğünde olan enfiye kutuları üzerinde yapılan eşsiz işçilik; altın sanatında zirve noktasını bize işaret ediyor.

Çoğu yerde olduğu gibi Osmanlı'da da 18. yüzyıldan itibaren üst düzey çevrelerde enfiye kullanımı başlamıştır. Enfiye çekilmesi seremoni ile olur, ikramı ise aşırı itibar ve iltifat anlamına gelirdi. 

Enfiye kullanımı, okumuş yazmış sınıfından insanların yanı sıra devlet büyükleri ve zamanla halk arasında da yaygınlaşmış; gençler arasında vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmiştir.

Enfiyelerin cinsleri sayılı olsa da revaçta olanları Germen, Fransız, İnce Flemenk, Hind Rendesi, menekşe ve Gül Enfiyesi idi.

Enfiye çekerken kullanılan mendiller de özel olurdu. Zemini düz siyah ya da koyu lacivert; etrafı beyaz çiçekli, ipekten ya da saf Hind keteninden yapılırdı. 

Enfiyeye bir damla limon yağı damlatmak, enfiye kutularının içine bir küçük limon kabuğu koymak ya da biraz bergamut esansı damlatmak gelenektendi ve buruna güzel bir koku verirdi.

Enfiyenin sert ve çok hapşırtan "Suud" denen cinsi ise nezle salgını sırasında kullanılırdı. Yine aynı türden "İmam-ı Gazali" enfiyesi adında bir cins daha vardı.

Enfiye kullanımının yaygınlaşması üzerine 19. yüzyılda İstanbul'da Dersaadet'te yapılır, büyük bir bölümü de Avrupa'dan getitilirdi.

Zamanla insanların birbirine hediye ettikleri bir armağan olarak kabul edilen kutulara talep arttı. Bazıları yedek cebe sığabilecek kadar küçük, bazıları daha büyük olan bu kutular iki şekilde kullanılırdı. Küçük ve değerli ise ayrıca bir şal kese içine konurdu. Mücevherli ve büyükçe olanlar ise zenginlerin, asillerin evlerinde bir ziynet eşyası muamelesi görür, oturma odasının köşesinde duran çekmecenin üstünde saat, tesbih, sakal tarağı ve sürmedan gibi eşyaların yanında yer alırdı. 
http://www.tuvart.com/kultur

Yorumlar